Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Antabus: Sadece Leyla olmak isterdim
#1
f23743b7-5fff-4c5b-b097-b84664943ee5.jpg
Seyirci kalmanın utancını tokat gibi yüzünüze vuran metnin, Nihal Yalçın’ın elinde dalgalanıp durularak zirveye bayrağı dikmesinin tanımıdır Antabus… En azından benim için artık alkol tedavisinde kullanılan bir ilaç adı olmaktan çok öte.

Her gün 3. sayfa haberlerinde okuyup -hatta belki de okumadan- “Yazık!” diyerek geçiştirdiğimiz, sokak ortasında kafamızı çevirdiğimiz, umursamadığımız, görmediğimiz, duymadığımız, bilmekten kaçındığımız tüm Leylalar adına Leyla Taşçı’nın hikayesini dinledik kendi ağzından. Leyla’nın hayatı uzak değildi ve aynı zamanda bir o kadar da uzaktı. Oturduğumuz rahat koltuklarda ailesinden gördüğü şiddeti, patronunun tecavüzünü, sevdiği çocuğun onu kullanıp kaçışını, düşen bebeklerini, doğan bebeklerini, eşinin ona yaşattıklarını izleyerek, Leyla’nın patlama noktasına ulaştık. Ayşe’yi babasının tokatlarından korumak için kendini pervane ederken ruhen yaşadığı çöküntü ve korkunun etkisiyle kızına attığı tokatla sarsıldık. Fakat hepsine seyirci kaldık. Kalıyoruz…

Nihal Yalçın, Leyla’nın hayatını tüm çıplaklığıyla anlatırken bambaşka bir kadındı. Leyla’ydı. Seray Şahiner'in romanınından uyarlanan o güçlü metni sırtlayarak Leyla'nın ellerinde yükselmesini sağladı. Duygu sömürüsü yapmadan, yalın bir şekilde, yer yer acı acı gülmemize neden olarak, 90 dakika boyunca hiç duraksamadan hayatını anlattığı Leyla Taşçı yorumuna bayıldım! Tiyatro sahnesine hakimiyetine de. Derken bir şey oldu. Nihal Yalçın’a ve oyun gücüne olan saygım daha da arttı.

Oyunun sonuna yaklaşmışız, salonda herkes pürdikkat Nihal Yalçın’ı takip ediyor. O sırada arka tarafta iki kız selfie çekmekle meşgulmüş. Arkamda kaldıkları için kim olduklarını görmedim fakat yüzü bize dönük olan Nihal Yalçın gördü. Ve öyle ustaca bir manevrayla bu durumu oyununa yedirdi ki, helal olsun!

Tiyatro salonlarında oyun başladıktan sonra çantalardan, ceplerden çıkıp tuşuna basılmak suretiyle ışığı yakılan ve o karanlık ortamda etraftakilerin dikkatini dağıtan cep telefonlarını sessize alıp iki saat uzak kalamayanlar bir zahmet oyun izlemeye gitmesin. Tiyatroya gidiyor gibi görünmek istiyorlarsa, fuaye alanında telefonlarıyla vakit geçirebilirler. Zaten o sırada check-in’lerini de yapmış olacakları için ne kadar kültürlü olduklarını vurgulamış olurlar. Çünkü cep telefonunun kapatılması ya da sessize alınması gerektiği yerlerde bunu beceremeyenler, sahnede oyununu oynayan oyuncuları da onları izlemeye gelen seyircileri de rahatsız ediyorlar. Ben, kimsenin ekranından sızan ışıkla bakışmak zorunda değilim! Muhtemelen o iki seyirci, Instagram hesaplarında “Kankamla tiyatro qeyfi!” diye paylaştıkları fotoğraflarının alacağı beğeni sayısını düşünürken Leyla’nın hayat hikayesine de odaklanamadılar. Madem o perdede oynayan oyundan alacakları bir şey yok, paraları da ceplerinde kalırdı…

Antabus’a dönecek olursam… İzleyin. Hem Nihal Yalçın’ın muazzam performansı için, hem de Leyla Taşçı’nın hayatına kulak vermek için izleyin. Leyla’nın; bunun kızı, şunun eşi, onun annesi Leyla’nın… Sadece Leyla olmak isteyen Leyla’nın hayatını… Ve bir de pembeden griye dönen hırkanın anlatmak istediklerini hissetmek için izleyin.


kaynak: ranini.tv
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping