Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
An
#1
time.jpg
"VE TAŞ İLE ÇEKİÇ ARASINDA KALAN ET PARÇASIYDI KALP..."

Uçmaya hazırlanmak gibi, yerde biraz süründükten sonra. Şöyle elastiki olan şeffaf kanatlardan almalı bir çift. Dün gece bir kelebek rüyasında beni gördü, bir örümcek beni ördü yeni taşındığı tavan arasında. O tavan arasında, sızan ışığın altında durmaktaydı yıllardır o sandık. Artık öldü sandığımız şeyleri kaldırdığımız mezarlıktaki tabuttu bir sandık, üzeri toz battaniyeli. Ama yanıldık. Canlıydı tüm nesneler ve tanımak Pinokyo'yu arttırırdı Geppeto'ya ve ağaçlara olan saygımı.
Naftalinin baş döndürücü ritmiyle ördü dün gece beni bir örümcek, yeni taşındığı sandığın içindeki bir gelinliğe nakış olayım diye.
Albenili beyaz nilüferin içinde sunulan koklanmamış gül imajı yaratmak içindi “beyaz gelinlikler”. Sonra ise gözyaşına gökyüzü gibi mendil olurlardı bir sandığın içinde. Işıltılı bir gecede taze bir bedene koza olmuşlardı oysa zamanında, o beden bir süre renkli kanatlarıyla süzülmüştü dağların tepelerin üzerinden, deniz ve göllere doğru ve boğulmuştu sonra, dipteki yaldızlı taşları toplama sevdasıyla “An” durmazdı çünkü. An arkaya bakma gereği duyulduğunda dağılıveren bir un kurabiyesiydi. Ve karıncalar her dem hazırdı gökyüzünden serpilecek lezzetli katı yağmurlara.
Artık ardına bakma gereği bile duymayacaktı kadın. Belki gözyaşı bezleri paçavraya döndüğü için, belki de değişim için yorgun olduğu için. Ve için için ağlıyordu bir örümcek beni beyaz bir gelinliğin tam da kalbinin üzerine, dün gece. Ah şu arkaya bakışlar, kaçamak ya da iç geçirerek. Çoktan şekillenmiş ve taşlaşmış olan geçmişe vurulan çekiç darbeleriydi bazen gözler; Ve taş ile çekiç arasında kalan et parçasıydı kalp. Doğru yerde miyim hayatta, bu yol benim mi, yoksa avucumun içindeki ince çizgilerden birinin üzerindeki karınca mıyım? Acaba? Önce minik harflerle doğan, ardından tüm omurganı kaplayarak dengeni sinüs eğrileriyle dalgalandıran karmaşık bir “abc”.
Mekanize olmuş tüm naftalin taneleri ipe dizilmiş halde taşınıyorlarmış karınca sırtlarında, sandığın dışına açılan delikten kaybolmak üzere. Ve beyaz dantelli ovada ilerlerken çıkışa doğru, zamanında altında sevgi atan yumrunun olduğu eski tepeye geldiklerinde “an” durmuş. Çıt çıt etmiş ve kırılmış parça parça, altı bacaklı bir ustanın örgüsünün üzerine yağmış.
Tek hatırladığım ya da sandığım, sandığın anahtar deliğinde ağzında bir parça kristalle gün ışığına çıkan bir karıncaydım. Bunca yolculuktan sonra ve o ölümden. Ağzımdaki billur ışıldı ışıldı, içeriye süzülen altıgen ışık altında.

yazan: Koray Atak
Kaynak: http://mavimelek.com/moment.htm
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping