09-06-2016, 10:39 AM
KEDİNİN biri aç mı aç dolaşırken bir eve girmiş. Evde duvarda asılı ciğeri görünce de mest olmuş, kendinden geçmiş. “Bu fırsat her zaman bulunmaz...” deyip o hızla ciğerin üstüne uçmuş. Ancak ciğere yetişememiş; üstelik yapıştığı duvardan aşağı süzülürken de boğazına bir tesbih geçivermiş. Zavallı tuzağa tutulduğunu sanmış. Kâh o yana, kâh bu yana tepinip duruyormuş...
Zafer dergisi
kaynak: http://www.liseedebiyat.com/kisa-oeykueler/2771-bueyuek-sevnc.html
Tam bu esnada, kedi gibi açlıktan gözlerinin feri sönmüş bir fare çıkagelmiş. Zavallı kediyi çırpınırken görünce heykel kesilivermiş.
Fakat bakmış ki kedi başka âlemde... Tesbih boğazında, tövbe dilinde sallanıp duruyor.
Zannetmiş ki, kedi tövbekâr oldu...
Bu duruma yeniden doğmuş gibi sevinen fare koşmuş dostlarının yanına ve patlatmış müjdeyi:
“Dostlaar,” demiş “kediye Hak’tan hidâyet gelmiş, tövbe etmiş, teşbih çekmekte. Bize bunca çektirdiğine bin pişman olmuş, ağlamaktadır. İşte şimdi bulgur ve tarhanaya hücum zamanıdır.”
***
İnsan bazen her şeyi görmek istediği gibi görür ve karşısındakini öyle yorumlar. Bu sayede bir mutluluk yaşar ama bunun ne kadar süreceği de belli olmaz. Bunun için insan aceleyle ve hevesle değil, akıllıca ve anlayarak yaşamayı öğrenmeliZafer dergisi
kaynak: http://www.liseedebiyat.com/kisa-oeykueler/2771-bueyuek-sevnc.html