Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Onuncu köyden bildiriyorum: Azizname!
#1
2e179f78-47f3-460f-99c2-35a00dd3525d.jpg
Azizname… 1995’te Ankara Devlet Tiyatrosu’nda seyircisiyle buluştuğunda 7 yaşındaymışım. Ne Azizname gibi bir oyunu izleyecek ne de izlediğimi anlayacak anlayabilecek kapasitesindeymişim. Ama zaman işte… Geçti. Aziz Nesin’in 100.doğum yılı sebebiyle bir topluluk oynasa da izleyebilsem dediğim oyun Ankara Sanat Tiyatrosu’ndaydı! Gitmeden oyun ile ilgili araştırma yaparken Devlet Tiyatroları’nın dijital arşivinden, oyunun 1995’teki broşürünü buldum. Ankara Sanat Tiyatrosu’ndaki efsane prömiyeri ve 24 Ocak 2016’daki oyuna geçmeden önce 1995’teki broşüründen bir sayfayı paylaşmak istiyorum:
Azizname, 2015-2016 sezonunda Ankara Sanat Tiyatrosu’nda yeniden Yücel Erten rejisiyle aşağıdaki künyesiyle karşımızda:

 

Yazan: Aziz Nesin

Uyarlayan / Yöneten: Yücel Erten

Yönetmen Yardımcısı: Mahir İpek

Reji Asistanları: Özgür Avcu

Müzik: Turgay Erdener

Koreografi: Salima Sökmen

Işık Ve Ses: Mehmet Kızılgül

Oyuncular: Ali Seçkiner Alıcı, Özgürcan Çevik, Nalan Güreş Demirel, Hakan Güven, Zeynep Ekin Öner, Yıldırım Şimşek, Mehmet Ulusoy, Bülent Yıldıran

 
Aynı oyuncuları, aynı sahnede beş yüz milyon kere de izleseniz, eğer gerçekten gönül bağı kurmuşsanız, salonun ışıkları her kapandığında, tiyatroya ilk kez gelmiş gibi heyecanlanıyorsunuz. Tecrübe ile sabit. Kaldı ki başta oyunun uyarlayıcısı ve yönetmeni Yücel Erten olmak üzere Ankara Sanat Tiyatrosu sahnesinde bulunan herkesin, eseri okurken gözünüzün önünde canlanandan çok daha fazlasını ortaya koyacağını biliyorsunuz. Ben de bu güvenle salona girdim ve yine yanılmadım, yine yanılmadım, yine yanılmadım. Ağızlarından çıkan her kelimenin hakkını veren bir performans ile karşı karşıyaydım.
73e8bc8a-6979-44b6-a15d-6c3be799dafb.jpg
Oyun, piyanonun başındaki Özgün Ersoy ile Ali Seçkine Alıcı’nın sesinden “Yazıt”ı ile başlıyor. Oyun sırasında oyuncuların ağızlarından çıkan her kelime sanki dün, sanki bugün yazılmış gibi. Düzen değişmiyor, sorunlar değişmiyor, taşın gediği belki elli yıldır orada. Onun da yeri değişmiyor.  Taşı eline alan, “Alacakaranlık”ı umursamadan, gediğini de ezbere bildiği için gözü kapalı yerleştiriyor. (Ne düzen ne de düzülen değişmediği için olabilir mi acaba?)


İçimden her hikâyeyi her sahneyi en ince ayrıntısına kadar anlatmak geçiyor ama anlatmakla olmaz; gidip görmeniz lazım!

 
Konumuz Azizname ama siz Azizname’den önce yine Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sahnelenen Tesadüfen Kadın: Elizabeth ve Beş Para Etmez Varyete oyunlarını iyice bir izleyin, derim. Bugün izlediğiniz oyunlar, kim bilir yarın Azizname’de karşınıza çıkar. ^.^
Oyunculara gelince… Hepsini defalarca, Ankara Sanat Tiyatrosu dâhil ve hariç, izleme fırsatım oldu. Defalarca daha da izlerim. Onda sıkıntı yok da artık “beğenmek” ile ilgili sıfatım, edatım, fiilim kalmadı. Ben “Çok güzeller!” diyeyim, siz anlayın.

 

Gün içerisinde bir şeylere, birilerine kızıp, bir isyan ifadesi olarak “X ülkesinde de doğmuş olabilirdim. Neden buradayım?” sorusunu defalarca kendimize soruyoruzdur. Bakmayın… Kızıyoruz, küsüyoruz ama başka bir topraklarda da Aziz Nesin gibisini zor buluruz. Bunu Azizname’yi ikinci kez izledikten sonra daha iyi anladım. Bu arada evet, oyunu iki kere izledim. İlki prömiyerdi. O kadar coşkuluydu ki ne kahkahaların içinden gözyaşlarımı ne de gözyaşlarımın içinde kahkahalarımı ayrıştırabildim. 24 Ocak 2016 yani Uğur Mumcu’nun katledilişinin 23.yıl dönümünde Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Azizname için bulunuyordum. Uğur Mumcu’nun katledilişi çocukluğumun en travmatik hadisesidir. Konudan sapacağım ama paylaşmak istiyorum. 24 Ocak 1993’te eski adıyla Karlı, bugünkü adıyla Uğur Mumcu’nun Sokağı’nda oturuyorduk. Patlamanın ardından babamın kapının önünde üstüme siper olmasını, çatlak camlarımızı ve tüm gün olmayan elektriğimizi çok net hatırlıyorum. İşte ben o gün bugündür karanlığın her türlüsünden çok korkarım. Bu yüzden 24 Ocak’larda Uğur Mumcu’nun ruhunun olduğu yerlerde olmak benim için kıymetlidir, önemlidir. Laf, lafı açtı yine nerelere geldik. ^.^

 

“Bir kafiye uğruna uzatma artık sözü,

Daha sen lep demeden, anlayanlar görmüşüz.”

 

Dediğinizi duyar gibi o yüzden lafı özete bağlıyorum.

 

**

 

Azizname, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun ruhuyla gönlümüzün en güzel yerine yerleşecek çok güzel bir eser. Bize düşen olup biteni anlamak için böyle eserlere ve bu eserlere can veren topluluklara dört elle sarılmak. O kadar yazdın ama hiçbir şey anlamadım diyenler için oyunun biletlerine ulaşabileceğiniz bağlantıyı da Linkleri görebilmek için Üye Olun veya Giriş Yapın. bırakıyorum.

 
Ankara Sanat Tiyatrosu’nda görüşmek üzere.

"Tiyatro iyidir, iyileştirir!"

ranini.tv
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping